Biyogaz, genellikle yaklaşık yüzde 65 metan (yüksek değerli yakıt), yüzde 30 karbondioksit (atıl gaz) ve diğer gazlardan oluşan, organik atıkların anaerobik fermantasyonundan (hava yokluğunda) üretilen çeşitli bileşimlerin gaz halindeki bir karışımıdır. Biyogaz, son yıllarda atıkların Anaerobik Sindirim yoluyla tarım, sanayi kalıntıları, kentsel organik atıklar,kanalizasyon çamuru gibi geniş çaplı kaynak havuzuyla en avantajlı yenilenebilir enerji türlerinden biri haline geldi.

Biyoenerji ve Biyogaz Pazarları

Uluslararası Biyoenerji Pazarı

2014 verilerini göz önüne aldığımızda biyoenerji, küresel enerji tüketiminin %19,2’sini karşılayarak yenilenebilir enerji alanında en büyük büyümeyi gerçekleştirdi. Avrupa Birliği ülkelerinde 2005 yılında enerji tüketiminin %8,5’ini karşılarken 2014 yılına gelindiğinde bu oran %17’ye yükseldi.

Biyogüç Üretimi

Özellikle rüzgar ve güneş enerjisi alanlarında sürekli politika desteği ve maliyet düşüşleri ile birlikte 2015 yılında yenilenebilir enerji alanında kurulu güç kapasitesi 1968 GW’a ulaştı. 2020 yılına gelindiğinde rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesinde doyum noktasına ulaşılmasıyla alternatifin biyogüç üretiminde olduğu anlaşıldı. 

Dünya çapında biyokütle elektrik üretimi 2014’te 429 TWh’den 2015 yılında 474 GWh’ye yükseltildi ve AB’de gerçekleşen üretim 178 TWh iken Amerika Birleşik Devletleri 69.1 TWh, Çin 41.6 TWh, Brezilya 32.9 TWh ve Japonya 30,2 TWh üretim gerçekleştirdi. Biyogaz elektriği, toplam biyogüç içinde yaklaşık %20’lik bir paya sahiptir.